Evde,sokakta,otobüste,uçakta,gemide aklınıza gelebilecek her yerde reklama maruz kalıyoruz."Maruz kalmak" kelimesini bilerek kullandım.Hiç istemediğiniz bir anda,yerde, farklı formatlarda karşımıza çıkabiliyor reklamlar.İnsan algısının belli bir noktadan sonra gönderilen reklam mesajlarını sağlıklı olarak algılayamayacağı kanaatindeyim.Bu fikri düşündükçe aklıma sorular düşmeye başlıyor.Kitlesel reklamlar ne kadar doğru? Hangi oranda tüketiciye ulaşıyor, daha doğrusu tüketici gönderilen mesajda alması istenen mesajı hangi ölçüde alıyor? Aldığı mesajı nasıl yorumluyor ve tüketicilerin mesajları alma eğilimleri nasıl ölçülüyor?

Bu soruların cevabı,çıkış noktası yeni çağın pazarlama stratejisinin üzerine konumlandırılacağını düşündüğüm "izinli pazarlamada"yatıyor.İzinli pazarlama ,tüketicilerin algılama ve ilgi alanlarına göre segmente edildiği,tüketicinin bilinçli ve istekli olarak-çoğu zaman bu istek reklam yayıcısının bir havuç sunmasıyla gerçekleşiyor-kabullendiği reklamlardan oluşuyor.
Tüketici tarafından baktığımızda izinli pazarlama'nın en iyi yanı, alınan reklam mesajlarının sınırlarının yine tüketici tarafından belirlenmesi. Bu sayede izinli pazarlama uygulayıcıları hem temiz bir algıyaya seslenme şansı yakalamakta hem de mesajları kendi istediği şekilde tüketiciye ulaştırmaktadır. Bir bakıma "alan memnun satan memnun"mantığı.

İzinli pazarlama'nın en iyi uygulanacağı mecralar kuşkusuz internet- eposta- ve mobil içeriklerin her gün bir yenisinin eklendiği cep telefonları.Bu alandaki yeniliklerin reklam sektörüne yeni bir soluk getireceğini ve ivme kazandıracağını düşünüyorum.İzlemeye devam...