1 mayıs işçi bayramının tarihini bir çoğunuz bilirsiniz.1 mayıs 1856'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bırakırlar.Beyaz ve siyah işçiler birlikte yürür gösteriler yaparlar.1889'da ikinci enternasyonel'de fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 mayıs tüm dünyada "Birlik,mücadele ve dayanışma günü" olarak kutlanmasına karar verilir.Karar alındıktan 119 yıl sonra 1 Mayıs 2008'de ülkemizde yaşananlar malümunuz.Hükümet ve sendikalar'ın restleşmesi sonucunda günde ortalama 14 saat çalışan kamu emekçileri(polisler) demokratik haklarını kullanmak isteyen işçilere saldırdı.Saldırtıldı.Sendikalar son anda uzlaşmacı bir tutum sergilese de asıl uzlaşması gereken kurum olan hükümet,mülki ve idari amirler "inatçı çocuklar" gibi davranıp beklenen ama istenmeyen görüntülerin oluşmasına sebeb oldu.duysaminanmam siyaseti konu alan bir blog değil aslında konuda tam olarak 1 mayıs olayları da değil benim değinmek istediğim konu çok farklı.

Polis'in kamuoyu üzerindeki algılanış biçimi ortada her kesimden insan polise karşı tepkili bir kısım ise bununda ötesinde öfkeyle bakıyor polise. Son olaylarla birlikte bu algının kuvvetlendiğini söylemek zor değil.Polis teşkilatı bir süredir ünlülerin rol aldığı reklam filmleriyle, Halkla ilişkiler kampanyalarıyla halk nezlindeki olumsuz imajını düzeltmeye çalışıyor.Hatta bir süre önce bir blog yazarı arkadaşla polislerin özverisi'nin konu alındığı bir afiş üzerinden tartışma yaşamıştık.

Önemli ve hassas bir kurum olan polis teşkilatı'nın her ne olursa olsun Halkla ilişkiler faaliyetlerinin iyi yönetilmesi gerekiyor.Polis teşkilatının Halkla ilişikilerini yürüten kadronun ve idari amirlerin toplanıp yapılan çalışmaları derhal gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum.Markanızın Halkla ilişkilerini kötü yönettiğinizde en kötü ihtimalle batarsınız.Bahsi geçen kurum "Polis teşkilatı" kurumun kamu için önemini anlatmaya gerek yok sanırım.Bu kurumun itibar kaybetmesi çok ciddi ve onarılmaz yaralar açar toplumda. Halkla ilişkilerin olmazsa olmaz iki ayağı vardır:Dürüstlük ve şeffaflık.Siz bir elinizi halka uzattığınızı söyler diğer elinizle halkın kafasına jop'u geçirirseniz harcadığınız paralarla kalmaz yanında birde katlanarak büyüyen olumsuz algıyla karşılaşırsınız.Çünkü;Halkla ilişkiler medyatik kişilere suflörlük yapmak değildir.Polis teşkilatı acil olarak aksiyon almalı yoksa... yarın geç olabilir.